NAFAKA DAVALARI

NAFAKANafaka Avukatları

Nafaka kelime anlamı olarak geçinmek olan şeylerin bütünü, geçimlik anlamına gelirken hukuk alanın nafaka birinin geçindirmekle yükümlü olduğu kimselere mahkeme tarafından bağlanan aylık anlamına gelmektedir. Nafaka, boşanma davasından önce, boşanma davası esnasında ve boşanma davasının bitmesi akabinde olmak üzere her koşulda istenebilir.

İyi bir Nafaka Avukatı ile çalıştığınızda nafaka ödeme şartları oluştuysa nafaka talep eden adına nafakaya hükmedilecektir. Büromuz sizlere en iyi danışmanlık hizmetleri vermektedir.

Örneğin taraflar boşandıktan sonra müşterek bir çocuk varsa velayeti kendisinde olmayan kişi çocuğu geçindirmekle yükümlü olduğu kabul edilerek çocuk adına nafaka bağlanacaktır. Nafakanın nasıl bağlanacağı ve miktarı gibi sorulara değinmeden önce nafakanın türlerini incelemekte fayda vardır.

Nafaka Türleri

Türk hukukunda nafaka genel anlamda bakım nafakası ve yardım nafakası olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

1.Bakım Nafakası

Bakım nafakası üç alt başlıkta incelenebilir. Bunlar tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olmak üzere üç alt başlıkta incelenebilir.

Yoksulluk Nafakası

TÜRK MEDENİ KANUNU'NUN 175. MADDESİNDEdüzenlenen yoksulluk nafakası hakkında kanun koyucu şu hükümlere yer vermiştir; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz ancak, lehine nafakaya hükmedilecek kişinin nafaka yükümlüsünden daha ağır kusurlu olmaması gerekir. Örneğin bir kişi aldatmış ve boşanma davası açılmıştır. Burada adatan eşin aldattığı doğru bir hukuki süreç yürütülerek BOŞANMA AVUKATLARI tarafından ispatlandıysa nafaka yükümlüsü, aldatan eşe nafaka ödemekten kurtulabilir. Eşinden boşanmak ve nafaka almak isteyen kişilerin bu gelirden mahrum kalmamaları açısından mutlaka alanında uzman ile talepte bulunmalıdır.

Kimi zaman ise boşanma dosyalarında iki tarafta eşit kusurlu sayılmaktadır. Bu durumda hakim tarafların delillerini, beyanlarını ve sosyal kültürel ekonomik durum raporlarını tek tek inceleyecek ve fakirliğe düşen kişi lehine nafakaya hükmedebilecektir.

Yoksulluk nafakası boşanma sonrasında alınabilecek nafaka türlerinden bir tanesidir. Burada nafakanın bağlanmasının temel amacı şudur, evliyken eşinden dolayı belirli bir gelire ve hayat standartına sahip olan eşin boşanmayla bu gelirinin ve standartlarının düşecek olmasıdır

.BOŞANMA-GERÇEKLEŞEMEDEN-MAL-PAYLASIMI-270x152

İştirak Nafakası

İştirak nafakası halk arasında çocuk bakım nafakası olarak da bilinmektedir. İştirak nafakasının temelinde Türk Medenin Kanunu’nun 327.maddesinde düzenlenen “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” Hükmü yer almaktadır.

Boşanma sonrasında velayeti alan tarafın diğer taraftan çocuğun bakım ve giderlerine katılması amacıyla istediği nafaka türüdür. İştirak nafakasının tek şartı çocuğun velayetinin alınmış olmasıdır. Bu şartın sağlanması halinde hakim, eş lehine çocuk için iştirak nafakasına hükmedecektir.

Türk Medenin Kanunu’nun 182. Maddesinde düzenlenen iştirak nafakası hakkında “Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” Hükümlerine yer verilmiştir. Büromuzle iletişime geçmek için iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Aşağıda ayrıntılarıyla da değinilecektir ancak gör iüldüğü üzere kanun metninde irat şeklinde söylenen aylık yapılan nafaka ödemesidir. Hakim bunun aksine yıllık toplu olarak da nafaka miktarını tayin edebilecektir.

İştirak nafakasını çocuğun velayeti kendisinde olan eş, çocuğa atanan kayyım ya da vasi ya da reşit olmuş çocuk talep edebilecektir. Dava hakkı TMK’nın 329.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.”

Kural olarak çocuğun 18 yaşına gelmesiyle iştirak nafakası son bulacaktır. Ancak çocuk eğitim hayatına devam ediyorsa eğitim hayatının sonuna kadar çocuk adına nafakaya hükmedilebilir. Bu husus TMK’nın 328. maddesinde şu şekilde açıkca düzenlenmiştir; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.”

İştirak nafakası miktarının ne olacağı da müvekkillerimiz tarafından merak konusu olan bir husustur. Kanun koyucu nafaka miktarı ile genel bir açıklama yapmış ancak bu konuda sınırları kesin bir hüküm koymamıştır. TMK’nın 330. “Maddesinde Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.

Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Anılan hükümden de açıkça düzenlendiği üzere nafakanın miktarı hususundaki sınırlar açık bırakılmıştır.

Bu hususta kesin ve net çizgiler bulunmamaktadır. Nafaka Avukatları arasında yer alan bbüromuz ile iletişime geçmek için iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Medeni Kanunu’nun 331.maddesinde “Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Hükmüne yer verilmiştir. Yani mahkeme hakimi nafaka yükümlüsü eşin işten çıkması, başka bir işe girmesi, maaşının değişmesi, ekstra giderlerinin çıkması ve kimi zaman yeniden evlenip çocuk sahibi olması üzerine daha önceden hükmedilmiş olan nafaka miktarını değiştirebilir.

Ancak önceden hükmedilmiş ve kesinleşmiş bir nafaka var ise nafaka miktarını değiştirmek için yeniden dava açmak gerekecektir.Bölgede en iyi Nafaka Avukatları arasında yer alan büromuz ile iletişime geçmek için iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Müvekkillerimiz tarafından sıklıkça karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi ise birden çok çocuğun olması durumunda belirlenecek nafaka miktarı ile ilgilidir. Birden çok çocuk olması halinde hakim her bir çocuğun eğitim, yaş, sosyal hayatları gibi değişen hususları ayrı ayrı değerlendirecek ve ona göre çocuklar lehine nafakaya karar vercektir.

Evlilik dışı doğan çocuklar için de iştirak nafakası talep edilebilir. Velayeti kendisinde olan kişi çocuğun eğitim, bakım, sağlık, barınma gibi giderleri için velayet kendisinde olmayan eşten nafaka talep edebilecektir.

nafaka-avukati-sincanTedbir Nafakası

Yukarıda bahsettiğimiz nafaka türleri boşanma davası sona erdikten sonra bağlanan nafakalara verilen isimdir. Ancak tedbir nafakası mahiyeti aynı olsa da nafakanın bağlanma süresi açısından farklılık taşır. Kişiler boşanma davasını açtıklarında davanın sonunda kendilerine yahut çocuklarına bağlanması için iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep edebilir.

Ancak dava süresince ne olacağı kargaşası tedbir nafakası kavramı ile ortadan kalkmaktadır. Tedbir nafakası, boşanma davasının devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin ve çocukların bakımına, geçinmesine, barınmasına, çocukların korunmasına ilişkin geçici önlemlerin alınmasını sağlayan nafaka türüdür. Diğer nafaka türlerinden ayırt edilen en önemli özelliği bu nafakanın geçici olmasıdır. Tedbir nafakası, boşanma yahut ayrılık gibi davaların devamı süresince hükmedilen nafaka türüdür.

Bu şekilde bir taleple karşılaşılması halinde hakim ivedilikle tarafların sosyal kültürel ekonomik durum araştırmasını yapacak ve hemen akabinde tedbiren nafakaya hükmedebilecektir.

Medeni Kanunu’nun 332. Maddesinde “Nafaka davası açılınca hâkim, davacının istemi üzerine dava süresince gerekli olan önlemleri alır.” Hükmüne yer verilmiştir. Anılan madde ismi geçici önlemler olarak yazılmış ise de kastedilen tedbir nafakası vb önlemlerdir.

Çocuklar hakkında davanın başlangıcında hükmedilen tedbir nafakası talebinin hakim tarafından kabul edilebilmesi için çocuğun reşit olmaması gerekmektedir. Sonrasında ise hakim çocuğun giderlerine, okul masraflarına, sosyal hayatına, ahlak ve yaşayışına bakacak ve velayeti kendisinde olmayan eşin çocuğun bakım ve giderlerine katılması için uygun gördüğü bir nafaka miktarını belirleyecektir.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi tedbir nafakası boşanma davası süresince bağlanabilirken ayrılık davası gibi davalarda da bağlanabilir. Ancak bu davalarda nafaka talebinde bulunan kişi nafaka yükümlüsünden ayrı yaşamakta zorunda olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat eden kişi lehine hakim tedbir nafakası ödenmesine karar verebilir.bize ulaşabilirsiniz

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2005/14028 E. 2005/14140 K. 20/12/2005 tarihli kararında şu hükümlere yer vermiştir. “: Boşanma davası açılmaksızın davalının evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği ileri sürülerek eş ve müşterek küçük çocuk için tedbir nafakası isteminde bulunulmuştur. Ayrıca açılmış işbu davada, nafaka miktarı kamu düzenine ilişkin bir husus olmayıp, hakimin takdir yetkisinin bulunması da anlaşma ile nafaka miktarını belirlemelerine engel değildir.

Ayrıca davacının anlaşmaya rağmen bu davayı açıp sürdürmesinde de hukuki yararı vardır. Nitekim davalının kabulünde olan nafakayı ödememesi halinde, elinde mahkemece ilam bulunmayan davacının alacağını tahsil etme imkanı olmayacaktır.

O halde davalının nafaka miktarına ilişkin kabulü geçerli olup, mahkemece kabul doğrultusunda hüküm kurulması gerekir.” Anılan hükümden de anlaşılmaktadır ki nafaka sadece boşanma davası esnasında değil, boşanma davasından önce de talep edilebilir. Bu hususta usulüne uygun bir dava açılması gerektiğini de tekrar hatırlatmak gerekir.

Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/5078 E. 2017/5338 K.4/5/2017 tarihli kararında “Sanık, nafaka hükümlerine uymama suçundan yargılanmıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için Ceza Hukuku açısından ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca borçluya icra emrinin tebliğ edilmesi zorunludur. Vekile tebliğ yeterli değildir. Eldeki davada, nafaka borcunun tahsiline ilişkin icra emri sadece borçlu vekiline tebliğ edilmiştir.

Buna rağmen yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alınmaksızın sanığın nafaka hükümlerine uymamak suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” Hükümleri anlatılan konumuz açısından yön gösterici niteliktedir. Zira bu kararda da anılan nafaka şikayetinin doğru yapılmasının önemi bir kez daha görülmektedir. iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Tedbir nafakası genelde dava tarihinden itibaren hükmolunur. Açılan davanın türü bu durum üzerinde etkili değildir. Hakim davanın açılması üzerine 2-3 ay geçmiş olsa bile geçmiş aylar için de nafakaya hükmedebilir. bizimle iletişime geçmek için iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Dava devam ettiği sürece hükmedilen tedbir nafakası yukarıda bahsettiğimiz unsurlara göre davanın kesinleşmesiyle iştirak ve yoksulluk nafakasına dönebilecektir. Tedbir nafakası ile asla boşanmadan sonraki sürece hak doğmamaktadır.

2.YARDIM NAFAKASI

Yardım nafakası, Medeni Kanunun (TMK.) 364, 365 ve 366. maddelerinde düzenlenmiştir. 364. maddeye göre, “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.”

Kanunun 365. Maddesinde “Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir. Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.

Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” Hükümlerine yer verilmiştir.

Nafaka Talep Edebilecek Kişiler, Kimler Nafaka Talep Edebilir ?

  • Eşinden daha düşük ya da geliri olmayan kişiler
  • Ev hanımları
  • Çocugunun velayeti kendisinde olan kişiler
  • İşten çıkarışmış olanlar
  • Geçici işlerde çalışan, düzenli geliri olmayan kişiler

Nafaka Talep Edemeyecek Kişiler, Kimler Nafaka Talep Edemez ?

  • Eşinden daha agır kusurlu olan kişiler
  • Velayet kendisinde olmayan kişiler
  • Boşandıktan sonra başka birisiyle evli olan ya da fiilen sürekli beraber yaşayan kişiler (yoksulluk nafakası)
  • Yeterli miktarda geliri olan, yan gelirleri bulunan, kira alan, maaşı olan , yurt dışından ve yurt içinden yardım alan kişiler (yoksulluk nafakası)
  • Belirli bir kazanca sahip olan kişiler
  • Eşiyle aynı gelire sahip olan kişiler (yoksulluk nafakası)

Nafakanın Döviz Cinsinden Ödenmesi

Nafakaların genel olarak Türk Lirası üzerinden karara çıkmaları beklenir. Ancak tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının gerektirdiği yahut tarafların anlaştığı zamanlarda döviz cinsinden de ödemeye karar verilebilir. Örneğin şahıs dolar kuru üzerinden maaş alıyor olabilir. Hakim bir miktar nafakaya hükmettiğinde doların artış veya eksilişi ile taraf için sonrası belirsiz bir durum yaratılacaktir.

Bir kişinin 2 bin dolar maaş aldığını 2 bin TL de nafaka ödediğini varsayalım. Doların 10 TL yi bulması halinde nafaka miktarı çok düşük kalacakken ve durumu olmasına rağmen karşı tarafın yoksulluğa düşecek olmasında üzerine düşen sorumluluğu almamasına yol açabilecekken doların ansızın 1 TL ye düşmesi halinde aldığı paranın tamamını nafaka olarak ödemek zorunda kalacaktır.

İşte bu belirsizliğin giderilmesi amacıyla hakim kimi zaman döviz cinsinden de nafakanın ödenmesine karar erebilir. iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Erkeğin Nafaka Hakkı

Bütün nafaka türleri ile ilgili olarak şunu da belirtmek gerekir ki nafaka her iki eşe de tanınmış bir haktır. Her ne kadar toplumumuzda erkekler nafaka talep edemez, sadece kadınlar nafaka talep edebilir gibi yanlış bir kanaat oluşmuşsa da erkekler de yapılacak sosyal kültürel ekonomik durum araştırmasına göre nafaka talep edebilir. Örneğin erkek çalışmıyordur, kadın ise çalışıp para kazanıyordur.

Bu durumda erkek çalışmadığını inandırıcı delillerle ispat edebilirse nafaka talebinde bulunabilir.Ankara Nafaka Avukatları arasında yer alan Nafaka avukatı için iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Nafaka Miktarı

Ne yazık ki nafaka miktarını tam olarak belirleyecek sistematik bir sistem Türk Hukukunda mevcut değildir. Ancak detaylı yaptığımız inceleme ile Yargıtay’ın genelde nafaka yükümlüsünün %30-50 oranında maaşına tekabül eden bir nafaka miktarına hükmedebileceği görülmüştür.

Bu husus kesin değildir ve hakim buna uymak zorunda da değildir. Tarafların yapılacak sosyal kültürel ekonomik durum araştırmaları sonrasında hakim nafaka miktarını takdiren belirleyecektir. bizimle iletişime geçmek için iletişim sayfamızdan bilgilere ulaşabilirsiniz.

Nafaka Talebinde Zaman Aşımı

Yukarıda koşullarını açıkça belirttiğimiz şartların varlığı halinde nafaka alacaklısı her zaman nafaka bağlanmasını talep edebilir. Bu konuda bir zamanaşımı yoktur.

Nafaka Davaları: Nafaka Artırım Davası , Nafaka Eksiltme Davası, Nafakanın Kaldırılması Davası

Hükme bağlanan nafakalar zamanla tarafların beklentilerini karşılamayabilir. Kimi zaman nafaka az gelirken, kimi zaman nafaka yükümlüsüne ödediği miktar çok fazla gelmektedir. A

Nafaka artırım davası, boşanmanın kesinleşmesinden ve nafakanın bağlanmasından sonra nafaka yükümlüsünün gelirinde artış olması, nafaka alacaklısının maddi durumunun kötüleşmesi, diğer bir deyişle tarafların mali durumlarındaki değişiklik sebebi ve alınan nafakanın istenilen amacı karşılayamaması durumunda açılabilecek davadır. Hakim bu durumda tüm delilleri birlikte değerlendirerek hakkaniyete ve hukuka uygun bir karar verecektir. Bu tarz davaların mutlaka alanında uzman bir Ankara nafaka avukatı tarafından takip edilmesi tavsiye edilir.

Nafaka Eksiltme davası, nafaka yükümlüsünün maaşının azalması, ekstra giderlerinin çıkması yahut nafaka alacaklısının gelirinin yükselmesi durumlarında nafaka miktarının düşürülmesi talepli açılan davadır. Hakim bu durumda tüm delilleri birlikte değerlendirerek hakkaniyete ve hukuka uygun bir karar verecektir. Bu tarz davaların mutlaka alanında uzman bir nafaka avukatı tarafından takip edilmesi tavsiye edilir.

Nafakanın kaldırılması davası ise iki taraftan birinin mali durumunda meydana gelen köklü değişiklikler sonrası açılabilecek davadır. Nafaka yükümlüsü işten çıkarılmış, çıkmış, iş değiştirmiş ve maaşı ancak kendi masraflarına yetecek kadar düşmüş olabilir. Nafaka alcaklısı yeniden evlenmiş yahut nafaka alacaklısının gelirinde olağan dışı bir artış olması durumlarında nafaka yükümlüsü nafakanın tamamen kaldırılması istemli dava açabilir.

Bu tarz davaların mutlaka alanında uzman nafaka avukatı tarafından takip edilmesi tavsiye edilir. Nafakanın kaldırılması diğer iki talebe göre daha zor bir dava olduğundan hukuki sürecin dikkatlice takip edilmesi gerekmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Yine aynı kanunun 331.maddesinde; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır” düzenlemesine yer verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 327/1.maddesinde;

Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın, 328.maddesi hükmü gereğince; Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.

Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1.maddesi).İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Görüldüğü üzere; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde taraflarca her zaman nafaka artırım davası açılabilir (HGK 15.07.2009 gün ve 3-352 E/348 K) .

Anılan ihtiyaca göre tarafların talepleri doğrultusunda ankara nafaka avukatları tarafından dava açılmaktadır. Bu anlamda davaların açılışı evresinde mutlaka nafaka alanında uzman nafaka avukatı aracılığıyla yardım alınmasını tavsiye ederiz. Yargıtay kararlarına hakim bir avukat açacağı dava ile sizi istediğiniz hayat şartlarına ulaştırabilir.

Nafaka Ödememenin Cezası

Nafaka yükümlüsü her ay düzenli olarak nafakasını ödemek zorundadır. Ödemediği takdirde nafaka alcaklısı nafaka alacakları için icra takibi başlatabilir. İcra takibinde yapılan usuli işlemlerle nafakasını tahsil edemeyen nafaka alacaklısı bu konuda uzman bir ankara nafaka avukatı ile çalışacak nafaka yükümlüsünün 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasını isteyebilir. Cezalandırmaya karar verildikten sonra nafakanın ödenmesi halinde ceza ortadan kalkar ancak cezanın çekilmesi, hapis yatılması nafaka borcunu ortadan kaldırmaz.

Bu anlamda yapılacak şikayetin nevi çok önemlidir. Yargıtay 16.Hukuk Dairesi’nin 2010/4819 E. 2010/5766 K. 04/10/2010 tarihli kararında değinilen “Somut olayda, borçlu hakkında Kastamonu 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/2015 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçluya çıkarılan ödeme emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olup aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”

Hükümleri anılan şikayetin doğru yapılmasının ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Anılan şikayet yanlış yapılır, hukuka aykırı şekilde yürütülmeye çalışılırsa, nafaka alacaklısı alacağını almak yerine karşı tarafa borçlu bile çıkabilecektir. Anılan sebeple hukuki yardım alınarak bu şikayetlerin yapılması büyük önem taşımaktadır. Nafaka avukatı ankara olarak tarafımızca tarafların hukuki taleplerinin en kısa sürede sonuçlanması için hizmet verilmektedir.

Bu konu başlığı altında nafaka ödeme gününün tatile rast gelmesi hususuna da değinmek gerekir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2014/25994 E. 2016/11019 K. 23/6/2016 tarihli kararında “Yargıtay tarafından bir istisna getirilmiştir. Eğer ki mahkeme tarafından nafaka ödeme günü olarak belirlenen gün tatil gününe rastlıyor ise o halde nafaka tatil gününden sonraki ilk iş gününde ödenebilir.

Nafaka ödeme günü tatil gününe denk geliyor ise tatil gününden sonraki ilk iş günü alacaklı tarafından icra takibi başlatılması ve aynı gün borçlu tarafından ödeme yapılması halinde takibin iptaline karar verilmesi gerektiği Yargıtay tarafından açıkça düzenlenmiştir.” Hükmüne yer vermiştir. Açıkça görüldüğü üzere nafakanın ödeme günü tatil gününe denk geliyorsa nafaka tatil gününden sonraki ilk iş gününde ödenebilir.